Header Ads

Breaking News
recent

Eli Eli! Lama Sabaktani? (II)

Tanrı-İnsan ilişkisi üzerine II
Son akşam yemeği bitince İsa havarilerinin ayaklarını kendi elleriyle yıkayıp, kendi havlusuyla durular. Neden böyle bir şey yaptığı sorulunca da "Sebebini sonra anlayacaksınız." diye cevap verir. Sonra da "Hiç bir köle sahibinden üstün değildir." der. Burada asıl kasıt aslında havarilerine nasıl iyi birer hizmetçi, köle olunacağını öğretmektir. Bu olaylar olurken Yehuda ortamdan ayrılır. İsa'nın kendisi de Gethsemane denilen zeytin bahçesine geçer. Bu bahçe, Tanrı ve insan arasındaki hesaplaşmanın ve İsa'nın insanlık adına yaşayacağı büyük ızdırabın başlayacağı yerdir aslında. İsa başına geleceklerin farkındadır da zaten, olayların gelişmesine teslim olmuştur çoktan. Bu keder anında, Yehuda arkasına takmış olduğu Romalı askerleri getirir bahçeye. Karanlık ve kasvet içinde Yehuda İsa'yı seçer ve yanağına bir öpücük kondurur. Romalı askerler İsa'nın o kişi olduğunu anlayıp onu hemen derdest ederler. Bu arada, İsa ile birlikte derdest edilen Peter, İsa'yı tanımadığını söyler.

İsa toplamda altı kez yargılanır. İlk yargılama Romalı Yüksek Hakim Annas'ın karşısındadır. Bu yargılama Sanhedrin, yani Yahudilerin Yüce Mahkemesi, toplanana kadar üstün körü yapılır. Hakim, İsa'yı hukuk çerçevesinde suçlayabileceği bir delil aramaktadır, fakat ortada sadece kendisini Yahudilerin kralı ilan eden bir meczup vardır. Yargılar görünmektedir fakat belki de İsa'nın Yahudiler tarafından lincini geciktirmek için  zaman kazanmaya çalışmaktadır.

İkinci yargılama için İsa Sanhedrin'e teslim edilir. Çok ters bir saat olmasına rağmen mahkeme toplanmıştır. İsa bu yargılama boyunca Yahudi din adamları tarafından aşağılanır ve lanetlenir. Mahkeme sonunda İsa tekrar Romalılara götürülür.  Bunun sebebi ise, Yahudi din adamlarının idam istemesi fakat bunu resmi bir karar olmadan yapamayacak olmalarıdır.

Dördüncü yargılama Vali Pontius'un başkanlığında yapılır. Burada araya sıkıştırılan başka bir hikayeye göre ise, Pontius'un eşi Procula, daha önce İsa'yı rüyasında görmüş, İsa'nın çok fazla  acı çektiğini hissetmiş ve bu acılarını engellemek için Pontius'tan onu doğrudan idam ettirmesini istemiştir ve bu yüzden Procula bazı kesimler tarafından azize olarak kabul edilmiştir. Pontius işin içinden şu şekilde çıkar. İsa Celile bölgesinden gelmektedir ve oralı olduğu için İsa'nın davası Pontius'un yargı alanına girmemektedir. Buna dayanarak Pontius, İsa hakkında ölüm kararı vermeyeceğini Yahudi din adamlarına iletir ve onları Herod Antipas'a yönlendirir.

Beşinci mahkeme, Herod'un karşısında yapılır. Herod aynı zamanda, daha önce Vaftizci John'nu öldürten kişidir. İsa'yı görüp onu tanımak da istemektedir. Mahkemede İsa'dan bir mucize göstermesini ister. Anlatılanlara göre İsa, Herod'la kesinlikle muhatap olmaz. İsa tekrar aşağılanır; Herod İsa'ya gösterişli bir kaftan giydirir ve onu bu şekilde Pontius'a geri gönderir.    

İsa'nın altıncı ve son mahkemesi gene Pontius başkanlığında yapılır. Pontius İsa'nın bir şekilde ceza almasını istemektedir fakat onun öldürülmesine ise karşıdır. Mahkeme için toplanan kalabalık "Çarmıha gerin, çarmıha gerin!" çığlıkları atmaktadır. Bu arada Fısıh Bayramı olduğu için valinin her hangi bir hükümlüyü affetme yetkisi vardır. Olayların geçtiği tarihte, isyandan dolayı mahkum olan Barabbas adından idamlık biri vardır. Vali Pontius kalabalığa şöyle bir seçenek sunar: Barabbas'ı mı serbest bırakayım  yoksa kralınızı mı? Kalabalık Barabbas'ın serbest bırakılmasını ister ve öyle de olur. Pontius neden İsa'yı kurtaramaz? Çünkü kalabalık, eğer İsa o gün orada çarmıha gerilmezse, bu işi Roma'ya kadar götürecekleri tehditini savurur. Sonuçta, İsa'nın çarmıha gerilip öldürülmesine karar verilir. 

İsa'nın, mahkemeden alınıp, önce kırbaçlanıp daha sonra çarmıha gerileceği Kalvari tepesine kadar olan yolculuğunun da Batı söylencesinde yeri ayrıdır. Romalı askerler önce İsa'nın başına dikenli telden yapılmış bir taç geçirirler. Daha sonra onu, halkın da görebileceği bir meydanda kırbaçlarlar. Ardından, üzerine gerileceği çarmıhı sırtına yükleyip Kalvari tepesine kadar, sokaklarda dolaştırırlar. Yehuda ise çoktan kendini asmıştır. 

İsa çarmıha çakılır. Ölmeden önce söylediği sözler arasında şunlar vardır:
"Tanrım onları affet."
"Kadın, oğluna iyi bak..."
"Susadım."
"Artık bitti."
"Kendimi ellerine bırakıyorum."
"Tanrım, tanrım! Beni neden terk ettin?"
      
Şu ana kadar anlatılanlar genel anlamda değerlendirildiğinde İncil'de geçen İsa'nın hikayesinin, tarih öncesi dini inanışların, farklı kültürlere ait mitolojilerin, geleneklerin, astrolojinin ve astronominin bir karışımı olduğu görülebilir. Roma kayıtlarında İsa'nın olayına benzer birden fazla vak'a kaydı vardır. Bir çok insan, İsa diye birinin aslında hiç yaşamadığına inanır ve İsa'nın aslında bir çok farklı ideal insanın ve toplum tarafından beklenen güçlü kurtarıcıların kolektif bir yansıması olarak algılar.  

Günümüzde, toplum olarak yaşadıklarımıza bakacak olursak, çoğumuz İncil'de geçen İsa'nın yaşadıklarına benzer şeyler yaşadığımızı düşünebiliriz. Gadre uğrayan insanlar, sabahtan akşma dualar etmekte ama bir şekilde çarmıha gerilmekten kurtulamamaktadır. Sokaklar; Tanrıları tarafından terk edilen, yalnız bırakılan insanlarla dolu ama kimsenin "Tanrım, beni neden yalnız bıraktın?" diye soracak cesareti yok maalesef...

No comments:

Powered by Blogger.